ABONE OL
Pandemi ile değişen yaşam tarzları, evde geçirilen sürenin artmasına neden oldu. Bu şart halk müziği dek evcil hayvanları da etkiledi. Yeterli hareket edemeyen ve beslenmesine itina gösterilmeyen hayvanlarda kilo alımına bağlı olarak obezite riskleri artma gösterdi.
Derme Çatma veya yanlış beslenme, hayvanlarda hafife alınmasına rağmen en büyük sorunların başında geliyor. Hayvanın tüm yaşam şeklini, nasıl beslendiği belirliyor.
Dolayısıyla hatalı besin ya da yetersiz hareket, hayvanların hayatında olumsuzluklar oluşturabiliyor. Bu süreçte açık havada çıkış azaldığı için özellikle köpeklerde kilo alma problemleriyle karşılaşıyoruz. Pandemiden sonradan insanlardaki kilo artışı, hayvanlarda yüzde 100 ’ler hatta bazı yerlerde yüzde 200 ’ler olarak karşımıza çıkmaya başladı.
Her köpeğin benzer olmadığından yola çıkarak, gıda programları yapılmaya başladı. 40 kiloluk bir köpekle, 2,5 kiloluk bir köpeğin aynı şekilde beslenmesi uygun yok. Bu yüzden adam başına farklı yaklaşmamız gerekiyor.
Kedilerdeki kilo artışı ise daha çok hatalı beslenmeyle alakalı. İdrar yolu problemleri, diyabet, kilo almayla birlikte eklem problemleri, dermatolojik problemler defalarca dürüst beslenmediği için hayvanlarda ortaya çıkan rahatsızlıklardır.
Nesil veya görünüş olarak birbirine benzetilebilen ancak maddi özellikleri ve beslenme ihtiyaçları bakımından birbirinden oldukça öbür olan kedi ve köpekler var.
Cambridge Üniversitesi ’nin 2016 yılında gerçekleştirdiği araştırma bulgularına kadar, millet yapıları ve genetik özellikleri bakımından benzersiz olan Labrador Retriever ’ların, kilo almaya diğer köpeklere kıyasla fazla daha yatkın oldukları belirtiliyor ve beslenme ihtiyaçlarının bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğinin altı çiziliyor.
Her halk kedinin, kendine özgü kalıtımsal yatkınlıkları bulunuyor. Bu yatkınlıklar, açıklanmış sıhhat sorunlarını gündeme getirirken, düzensiz veya hatalı beslenme ise ilgili riskleri tırmandırıyor. Tırmandırmaması için baytar hekimler tarafından öğüt edilen besin şekillerinin ve gıda ölçülerinin harfiyen uygulanması gerekiyor.
Bir İran kedisi doğru beslenmediğinde şeker hastalığına olan yatkınlığı ağır ağır ortaya çıkıyor. Birman kedisinin böbrek hastalığına olan yatkınlığı yanlış beslenmeyle ortaya çıkıyor.
Kilo arttığında ekleme binen tartı arttığı için eklem rahatsızlıkları, ileri yaşlarda da hareket edememe gibi durumlar ortaya çıkıyor. Bunların önüne geçmek için ayrıca ahenkli hareket hem de uyumlu ve dinç beslenmeyi tavsiye ediyoruz. Dışında çıkış azaldığı için oksijenlenme azalıyor, karoser eğer yeterince oksijenlenmezse hem dürüst beslenme hem de dürüst hareket yapılmadığı için obeziteye esas oluşturmuş oluyoruz.
Içten beslenme olmadığı sürece hayvanların yaşam kalitesi de bozuluyor. Karşılıklı irtibat bozuluyor, hastalarımızda agresyonla karşılaşmaya başlıyoruz. Bu agresyonu ara sıra evde olmalarına bağlıyoruz oysa esas sebep gerçekten eklemlerinden gelen ağrıdan kaynaklı agresyon. Bunlara çok dikkatli olmak gerekiyor.
Canlının agresifliği ipucu verebilir. Sızı duyan bir hasta hiç sebep yokken etrafa saldırabilir. Uzun zamandır sergilediği sevimli hareketlerden vazgeçebilir. Yeme miktarını bir süre fazla artırdıktan sonradan azaltabilir. Yeme, birbirini tetikleyen bir durumdur. Verdikçe yer, yedikçe diyabete içten döner. Ondan daha sonra doymamaya başlar, son raddede ise yememeye başlar.
Uzmanlar mümkünse günde 2 öğün, aldığınız profesyonel ürünün üzerinde yazan ölçülerle beslenmeyi öneriyor. Bizim yediğimiz yemekler onlar için çok cazip ve hoş gözüküyor; lakin bunlar, aldığınız profesyonel ürünün içeriğini adamakıllı bozan şeyler. böylece kendi yediklerimizle onları beslemekten imtina ediyoruz.
Yalnızca onların yemesi gereken şeylerle beslemeyi tavsiye ediyoruz ve mutlaka hareket edilmesini istiyoruz. Köpekse açık havada çıkıp beraber yol almak, ziyaret etmek; kediyse de evin içerisinde aktivite yapabileceği oyuncaklar almayı, sahibiyle beraber yapabileceği aktiviteler öneriliyor ancak obezitenin önüne geçelim.