Beyin tümörleri çocuklarda lösemilerden daha sonra en sık görülen tümörleri oluşturuyor. Çocukluk çağında gelişen her 6 tümörden 1 ’i beyinde yerleşiyor. Bu tümörlerin yüzde 52 ’si birincil 2-10 yaş, yüzde 42 ’si de 11-18 yaş arasında görülüyor. Bir yaş aşağıda oluşan beyin tümörleri oranı ise yüzde 5.5 civarında seyrediyor. Beyin tümörlerinin yarısını iyi kalpli tümörler, öteki yarısını da kötü huylu tümörler oluşturuyor. Amerika kaynaklı istatistik bilimi verilerine tarafından; her yüz bin çocuktan 3 ’ünde kötü huylu beyin tümörü tanı ediliyor. Günümüzde tıp dünyasında yaşanan kayda değer gelişmeler baştan sona iyi ve kötü huylu beyin tümörlerinin tedavisinde çok daha başarılı sonuçlar alınması ise yüreklere su serpiyor.
Erken teşhis fazla önemli!
Erken tanı diğer tüm hastalıklarda olduğu gibi, çocukluk çağındaki iyi ve kötü huylu beyin tümörlerinde çok önemli. “Daha minik tümörlerin cerrahi tedavisi her zaman aynı yerleşimli büyük tümörlere kadar daha kolay oluyor ve genelde minik tümörlerde cerrahi komplikasyon oranı daha az gelişiyor” bilgisini veren Çocuk Beyin ve Asap Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Memet Özek, sözlerine şöyle devam etti: “Ayrıca fena huylu tümörlerde, bilhassa beyin omurilik sıvısıyla yayma potansiyeli olan ‘ependimom ’ ve ‘medulloblastom ’ tümörlerinde yayılım oluşmadan önce cerrahi çare kullanmak, hastalığın ümitsiz evreye geçmesini önlüyor. Pilositik astrositom gibi insancıl tümörlerde ve seçilmiş ependimom ile medulloblastom gibi kötü huylu tümörlerde de erken çare bir uçtan bir uca iyileşme sağlanabiliyor.”
Bu sinyaller beyin tümörü habercisi olabilir!
Prof. Dr. Memet Özek, ebeveynlerin iyi ve fena huylu beyin tümörüne aleyhinde uyarı etmeleri gereken belirtileri şöyle sıraladı:
-Bebeklerde
Henüz bıngıldağı açık bebeklerde baş çevresinin normalden artı genişlemesi, kuvvetsiz emme, aktivite düşüklüğü, bulantı, kusma ve kilo kaybı oluşabiliyor. Arkadaki çukur yerleşimli beyin tümörlerinde hem kafada artı su toplanması olarak aşina hidrosefali gelişebiliyor.
-Çocuklarda
Bulantı kusma, baş ağrısı, gözlerde kayma, hitabe bozukluğu, el-kol koordinasyon bozukluğu, kol ve bacaklarda güç kaybı, denge problemleri ve mektep başarısında düşüş biçiminde kendini gösterebiliyor. Bunların yanı sıra felç ve sara nöbetleri de gelişebiliyor.
Sabahları aç karnına kusuyorsa dikkat!
Bulantı ile kusma, çocuklarda oluşan iyi ve fena huylu beyin tümörlerinin en yaygın görülen belirtileri aralarında yer alıyor. Çocuk Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Memet Özek, özellikle sabahleyin aç karnına büyüyen fışkırır tarzda kusmanın beyin tümörünün kayda değer bir işareti olabileceği uyarısında bulunarak, “Bulantı ve kusma şikayetlerinde öncelikle çocuk hekimine başvuruluyor. Bu durumda mutlaka göz dibi muayenesi yapılmalı, aksi halde bu sorunun gastrointestinal sistem problemi olduğu düşünülerek vakit kaybedilebiliyor. Bilhassa sabah aç karnına oluşan fışkırır tarzda kusmalarda ise hemen bir kranial MR çekilerek konuyu açıklık getirilmelidir” dedi.
Çoğunda nedeni saptanamıyor
Çocuklarda en sık pilositik astrositom adlı sevecen tümörler görülürken, ikinci sıklıkta da bilhassa arka çukur yerleşimli medulloblastom ve ependimom adlı kötü huylu tümörler izleniyor. Daha nadir olarak fena huylu tümörler olan diffüz orta hat gliomları ve atipik teratoid rabdoid bitki örtüsü de görülebiliyor. Çoğu tümörde olduğu gibi, iyi ve kötü huylu çocukluk çağı beyin tümörlerinin çoğunda faktör saptanamıyor. Fakat uzun dönem radyasyona maruz kalınması sonucunda beyin tümörünün oluşabildiği biliniyor.
Tedavide çığır açan gelişmeler
Diffüz orta hat gliomları hariç, beyin tümörlerinin tümünde en ideal tedavi; cerrahi yöntemle olabildiğince fazla bitki örtüsü dokusu çıkarmak oluyor. Arkasından tümörün namına ve moleküler altyapısına kadar gerekirse radyoterapi ile kemoterapi yöntemleri uygulanıyor. Prof. Dr. Memet Özek, böylece ameliyat sonrası elde edilen tümörün dokusundan moleküler egzersiz yapılmasının yaşamsal ağırlık taşıdığını belirterek, tedavide yaşanan gelişmeleri şöyle anlattı: “Günümüzde dinç dokulara hasar vermeyen hedefli kemoterapiler geliştiriliyor. Tümörlerin barındırdıkları mutasyonlara tesir edebilecek ilaçlar geliştirilip uygun hastalarda kullanılabiliyor. Bu Vesile Ile iyi ve kötü huylu tümörlerde, tümörün tekrar büyümesi ve beynin öteki bölgelerine yayılması önlenebiliyor. Bu sayede hastaların hayat süreleri uzuyor ve hayat kaliteleri artıyor. Kliniğimiz özellikle hedefli, kişiye göre şekillendirilmiş kemoterapi tedavilerinde, bu konuda oldukça boşluklar yer alan dünya literatürüne de manâlı katkılar sağlıyor.”
İlgili Haber Göz tansiyonu hakkında merak edilen 8 önemli soru ve cevabı
Beyin alanları haritalandırılıyor
Beyin tümörlerinin tanısı detaylı beyin MR (Manyetik Rezonans) yöntemiyle konuluyor. Gelişmiş MR yöntemlerinin bulunduğu merkezlerde; kol ve bacağı hareket ettiren sinir yolakları, konuşma, kavrama ve el kol hareketinden sorumluluk sahibi beyin alanları haritalandırılabiliyor ve cerrahi işlem bu haritaya tarafından şekillendirilebiliyor. Prof. Dr. Memet Özek, “Günümüzde tümörün adını koyan bilim dalı olan patoloji alanında da yaşamsal gelişmeler yaşanıyor. Dünya Afiyet Örgütü (WHO) çocuk beyin tümörlerini 2021 yılında tekrar sınıflandırdı. Bu sınıflandırma tümüyle tümörün genetik yapısına alt. Genetik yapıyı anladığımızda bitkiler hücrelerinin çoğalmasını askıya alma şansımız oluyor. Her tümörde moleküler egzersiz yapılarak en içten teşhis ve her hastanın tümörüne tarafından şekillendirilmiş kemoterapi tedavileri planlanıyor” diye konuştu.