Yargıtay bir davada, kira sözleşmesinin kiralayanın ölümü ile sona ermeyeceğine, mülk sahibinin ölümü durumunda da tüm mirasçıların kendiliğinden kiralayan sıfatını kazandığına ve kira sözleşmesinin devam edeceğine hükmetti.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, kiracılarla ilgili emsal nitelikte bir karar verdi. Yüksek Mahkeme; kira sözleşmesinin kiralayanın ölümü ile sona ermeyeceğini, mülk sahibinin ölümü durumunda tüm mirasçıların kendiliğinden kiralayan sıfatını kazandığını ve kira sözleşmesi devam edeceğine hükmetti.
Kiracı ile mal sahibi arasındaki yıllar süren tartışma yargıya intikal etti. Asliye Hukuk Mahkemesi, el atmanın önlenmesi davasının açılmamış sayılmasına, davacıların açtığı ecri misil davasının reddine hükmetti. Karar temyiz edilince devreye giren Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, duruşma kararını bozdu. Kararda; kira süresinin 2 yıl olduğu, davacıların el atmanın önlenmesine karşın taleplerinden vazgeçtiklerini beyan ettiğine uyarı çekildi.
Kararda; “Davalının elbirliği maliklerinden sadece biri ile kira sözleşmesi yapmakla kötü niyetli olduğunun ve her bir ortağın veraset ilamındaki payı oranında ecrimisil istek edebileceğinin kabulü gerekir. Her ne dek dava dışı müfidenin yaptığı kira sözleşmesi geçersiz ise de bu husus dava konusu yapılmaktan vazgeçilmiştir. Hal böyle olunca, ecrimisil istemi yönünden yukarıda yazılmış ilkelere kadar analiz yapılarak sonucuna tarafından bir karar verilmesi gerekirken, yazılı bahane ile sonuca gidilmesi doğru değildir” ifadeleri yer aldı.
Davalı kararın düzeltilmesi talebiyle Yargıtay’a başvurdu. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda şunlar kaydedildi:
“Atışma konusu 16 parsel sayılı taşınmazın davacıların murisi namına belirtilen olduğu anlaşılmaktadır. Kayıt maliki tarafından 01/05/2005 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli yazılmış kira sözleşmesi ile sanık şirkete kiraya verildiği hususunda taraflar aralarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Geçerli olan bir kira sözleşmesi ya tarafların birbirine uygun fesih bildirimi ile ya mahkeme kararı ile ya da kiralananın yok olması ile sona erer. Tescil malikinin 2007 tarihinde vefat etmesi ile bütün mirasçıları kiraya veren sıfatını kendiliğinden kazanırlar. Mirasçılardan biri kadar murisin ölümünden daha sonra yapılan kira sözleşmesi, tescil maliki ile yapılan 01/05/2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesini sona erdirmez.
Hal böyle olunca davalının dava konusu taşınmazı 01/05/2005 açılış tarihli kira sözleşmesine dayanarak kiracı sıfatıyla kullandığı bu seferki incelemeden anlaşılmakla davalı vekilinin karar ayar isteminin kabulü ile 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararının onanmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”
(İHA)